Avanos ‘ un simgesi; Çanakçı Heykeli;
14 Ocak 1974 tarihli “Yeni Avanos” gazetesinin baş sayfasında şöyle bir yazı
çıktı;
“Dünyanın En Enteresan Heykeli Avanos’ ta yapılıyor;
Seramikten yapılacak olan heykel Avanos’ taki sanat dallarını sembolize
edecek..
Turizm yönünden büyük verilere sahip bulunan tarihi Avanos
ilçesinde yüzyıllardan beri bu kentin başlıca sanatı olan çömlekçilik,
halıcılık, onix mermerciliği ve bağcılığı sembolize edecek 475 cm boyunda
seramikten dev bir heykel yapılıyor. Avanos Belediyesi ile Turizm Derneği’ nin
müşterek yaptıracakları heykel 300 bin liraya mal olacak, Avanos’ un
tanıtılması için bir sembol teşkil
edecektir.
Heykelin en büyük özelliği bu güne kadar ilkel şekilde
yapılan çanak ve çömleğin ham maddesini teşkil eden çamurdan oluşudur.
“Kör de bilir Avanos’ un yolunu / Testi bardak kırığından
bellidir” diye âşığın tanımladığı Avanos halkı bu değişik yönlü eserin hizmete
girmesi için bütün olanaklarını
kullanmakta olup heykelin maliyeti olan 300 bin liranın toplanması mesele
olmamaktadır.”
Belediye Başkanı Ahmet Çekkeloğlu, Meclis üyesi Behzat
Sarıkaya ve Turizm Derneği Başkanı Osman Derin kararıyla heykel siparişi Hacı
Ömer Taşkın’ a verilir.
Hacı Ömer Taşkın, çanakçı bir aile geleneğinden gelen, 1947
yılında Avanos’ ta ilk çini ve porselen atölyesini, 1957 yılında ise ilk “Ateş Tuğla” fabrikasını
açan, daha sonra hayatına Diş Teknisyenliği ve Heykeltraşlıkla devam eden bir
sanatçıdır.
Hacı Ömer Taşkın’ a heykel siparişi verildiğinde heykelin
kompozisyonundan kaidesine kadar
kendisine bırakılmış, yalnızca yapılacak heykelin Avanos’ taki sanat ve
günlük yaşamı, kısaca Avanos’u anlatması
istenmiştir.
Bu aşamaları, Merhum Hacı Ömer Taşkın’ ın babam olmasından
ve o yıllarda 20 li yaşlarda olmamdan dolayı iyi bilmekteyim.
Bahçelievlerdeki evinin girişindeki bir odasını bu işe
ayıran Hacı Ömer Taşkın, eskiz ve model çalışmalarını gece gündüz çalışarak
kısa zamanda tamamlayarak heykel aşamasına geçmek için uygun çömlek çamuru arayışına girişti. Pek çok bölgeden
pek çok toprak örnekleri ile çamur,
kurutma ve pişirme denemeleri yaptı. Heykel, çömlek çamurundan olacaktı aynı
zamanda son derece sağlam ve dayanıklı
olacaktı, uzun yıllar her türlü doğa olayına dayanacaktı.
Heykel 1974 yılı ortalarında bittiğinde beş ayrı kompozisyondan oluşmuştu, birinci ve
ana kompozisyon; geleneksel işlik tezgahında çömlek yapan bir çanakçı heykeli idi. Öndeki Kompozisyon, Avanos halıcılığını
ifade eden halı dokuyan bir anne ve kızını, sağ yandaki kompoziyon ise el
üstünde tutulan bir turistle Avanos’ un turizm yönünü ifade ediyordu. Arka
yüzünde ise Avanos’ un bağcılık yönü, eşeği ile bağa giden yöresel kıyafetli
bir kadın ve eşeğin heybesine bindirdiği küçük çocuğu ile ifade edilmişti. Sağ taraftaki beşinci kompozisyon
ise biri sazan diğeri yayın olan iki balık figürü idi, Kızılırmak ve
balıkçılığı ifade ediyordu.
Heykeltraş Hacı Ömer
Taşkın, heykeli tamamladı fakat açılışını yapamadan hatta
heykelin kaidesine konulduğunu görmeden 17 Nisan 1974 tarihinde vefat etmesi
üzüntü ve şaşkınlık yarattı. Sanatçıya
saygı olarak heykel kaidesinin sağ tarafındaki balık figürü yerine Hacı Ömer
Taşkın’ ın, daha önceleri anı olması için yaptığı kendi küçük
büstü koyuldu.
Heykelin önemli aşamalarından biri pişirilmesiydi, Mehmet ve
Galip Körükçü kardeşlerin testi fırınında özel yöntemlerle pişirildi. Sonradan
sahiplenilmemesi için çanakçı heykelinin yaşayan kimseye benzetilmemesine
özellikle dikkat edildi.
Heykel yapılmadan önceki gazete haberinde 300 bin liraya yapılacağı
söylenen heykel için, yapım aşamasının
ortalarında 110 bin lira ödeme
yapılacağı bildirildi. Hacı Ömer Taşkın’ ın zamansız ölümü üzerine ise ailesine
110 bin lira değil yalnızca 20 bin lira ödendi.
Bu paranın 15 bin lirası, büyük oğlu olarak (ben) Mustafa Taşkın’ ın
düğünü için harcanmış, kalan 5 bin lirayla
da, daha sonra ne olduğu belli olmayan,
o zamanki Asya Meyve Suyu
fabrikasından hisse alınmıştır.
Bugün Avanos Çanakçı Heykeli , ziyaretçilerinin ilgiyle
izledikleri, hatıra fotoğraf çektikleri
Avanos Cumhuriyet Meydanında bulunmaktadır. Geçen zaman içinde, 1980
yılında Halı dokuyan kadın figürü çalınmış ve bugüne kadar bulunamamıştır. Son yıllarda yeniden çevre düzenlemesi
yapılarak heykel üzerindeki ahşap korumalık kaldırılarak çadır sundurma ile
kapatılmıştır. Oysa Hititlerden günümüze kadar çadır altında çanak-çömlek yapan
bir ustaya rastlanmamıştır. Umarız gelecek günlerde daha gerçekçi bir
düzenlemeye kavuşur.