MUSTAFAPAŞA AZİZ NİKOLA MANASTIRI
Ürgüp’ ü arkanızda bırakıp, yaklaşık 5 Km sonra eski adı
Sinasos olan Mustafapaşa kasabasına ulaştığınızda ilk dikkatinizi çekecek
Kapadokya Üniversitesi’ nin çekirdeğini oluşturan Kapadokya MYO Mustafapaşa
yerleşkesi olacaktır. Geçin..Kasaba meydanındaki çeşmeden sola dönerek yaklaşık
1 Km. güneybatısında bulunan Aliye Tepesinin eteklerine ulaştığınızda yol,
güney ve batı yönünde ikiye ayrılır, batıdaki yoldan kısa bir yokuşu
çıktığınızda da iri bir monolitik kaya ve önünde dantel gibi işlenmiş , iç içe iki yuvarlak
kemerli, oldukça bezemeli bir taş kapıdan girilen manastırı göreceksiniz.. Yuvarlak
kapı kemerinin alnında taşa oyulmak suretiyle Grek harfleri ile ” O AYİOS
NİKOLAOS ” ( Aziz Nikolas ) yazısını vardır.
18. Yüzyılın ikinci yarısından sonra gelişen siyasi ortam,
batılı devletlerin Osmanlı’ya müdahalesine sebep olmuş, 1774 yılında yapılan
“Küçük Kaynarca Antlaşması” sonunda Ruslar, Osmanlı topraklarında yaşayan
Ortadokslar’ ın himayesini üslenmişlerdir.
Yine Rusya ile yapılan 1779 “Aynalı Kavak Antlaşması” ile Osmanlı ülkesindeki
Hıristiyanların yeni kilise, manastır ve din eğitimi veren okullar açması, eski
kiliseleri onarabilmeleri sağlanmıştır. Aziz Nikola Manastırı’ da işte bu ortamda, 19.
Yüzyılın ortalarında yapılmıştır , kilisenin iç narteksinin duvarlarındaki isim
ve tarih oymalarından 1855 tarihinde yapıldığı çıkarılmış, 1870 -77 yılları
arasında onarım ve ilaveler yapılmıştır.
Manastırın yapısı; İçine kilisenin oyulduğu büyük monolitik
kaya kütlesi ile avlu, bahçe ve sonradan yapılan çeşitli mekanlardan
oluşmuştur. Avlu iki ayrı seviyeden oluşmakta, üst kot bahçe mezarlık olarak
kullanılmış olup,41 adet mezar bulunmaktadır. Mezar taşlarının bir kısmının
kırılmış olmasından, mezarların zaman içinde yağmalanmış olduğu sonucu çıkıyor.
İki kot arasında eski Rum geleneklerinin devamı olarak bugün de yerli halk
tarafından dilek bezleri, çaputlar bağlanmaktadır.
Mübadeleden önceki eski fotoğraflarda , taş merdivenlerle çıkılan çatıda çan kulesinin olduğu görülür.Kilisenin iç mekanlarında çok düzgün taş işçiliği günümüze kadar bu özelliğini korumuştur, fakat iç mekan dekorasyonunda kullanılan ahşap yapı malzemeleri, kapı ve pencereler doğal tahribatlar ve yağmalar sonucu günümüze ulaşamamıştır. Ayrıca Manastır içerisinde Meryem Ana Ayazması, mahzen ve depolar vardır..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder